Zor da olsa vize dönemini atlattığıma göre yazmaya devam edebilirim. En son çok hoş bir korku mangası okumuştum Doubt ya da Rabbit Doubt adıyla biliniyor. İtiraf ediyorum öncelikle ismine tav olup da mangayla ilgilenmeye başladım. Bir de kapak resimlerinde kullanılan kırmızı gözlü, yamalı, korkunç tavşan kafaları beynime “beni oku! beni oku!” sinyalleri gönderiyordu. İyi ki de okumuşum.
Manga Rabbit Doubt denilen bir cep telefonu oyununun gerçeğe dönmesini konu alıyor. Oyuna internet üzerinden katılan oyunculardan birisi oyun tarafından rastgele kurt olarak seçiliyor. Amaç tavşan sürüsünün içlerindeki kurdu tesbit etmesi, her yanlış tesbitlerinde kurt onları teker teker avlıyor. Manganın ana karakterlerini oluşturan 5 oyuncu ve bir de oyunculardan birinin yakın arkadaşı birlikte kareokeye gider ve kimliği belirsiz kişilerce saldırıya uğrarlar. Kendilerine geldiklerinde terkedilmiş bir hastahaneye kapatılmış olduklarını görürler. İçlerinden biri çoktan öldürülmüştür ve kurdu zaman zaman dışarıda zaman zaman kendi içlerinde arayacakları gerçek Rabbit Doubt oyunu başlamıştır.
Mangada en sevdiğim şeylerden biri uyandıklarında her birinin vücudunun farklı yerlerine birer barkod basılmış olduğunu görmeleri. Ben siz baygınken bazı insanların vücudunuzda bir takım değişiklikler yapması fikrini korkunç buldum ama onlar tabii bu ayrıntıları düşünemeyecek kadar büyük bir dehşet içindeler. Çok geçmeden bu barkodların kapalı kapıları açmaya yaradığını anlıyorlar. Fakat şöyle ciddi bir sorunları var: her barkod sadece bir kere çalışıyor dolayısıyla ellerinde az sayıda tek kullanımlık anahtar ve ardında ne olduğunu bilmedikleri bir sürü kapı var. Ben ilk başta ölen elemanın bacağını koparıp barkodunu kullanacaklarına inanmıştım ama sanırım korku türünde de olsa bir shounen mangasından bu kadarını beklemem biraz fazlaydı. Yani öyle çok fazla kan, vahşet filan beklemeyin bu mangadan.
Bu mangadan beklenmemesi gereken ikinci şey de aşırı mükemmel bir kurgu. Her şey açıklandığında size “vay canına nasıl düşünmüşler bunu!?” dedirtmeyecek. Bu bir ‘Urasawa Naoki gizem’i değil. (Bak yine Urasawa Naoki dedim, bu adam her yazıma bir şekilde girmezse olmaz:P) Yine de okuması zevkli bir manga. Çizimleri çok güzel, terkedilmiş hastahanenin yarattığı atmosfer (hastahane dediğim de psikiyatri kliniği), tavşan kafaları ve güvenlik kameralarından ekrana yansıyan görüntüler manganın sevdiğim ayrıntılarıydı. Bu manganın herhalde en önemli zayıflığı hiçbir karakteri için okura “ben bunu çok sevdim” dedirtememesi. Bu bir shounen mangası için daha da önemli bir sorun, Bakuman’ın son bölümlerinden öğrendiğimiz kadarıyla bir shounen mangasında karakterlerin önplana çıkması şart.
İlgince benziyor, okumaya değer. Yine de popüler kültürün bir esiri olarak sormadan geçemeyeceğim; tema olarak Saw serisine mi benziyor bana mı öyle geldi?
saw izlemedim (izlemiyceeeem!) ama konuyu bildiğim kadarıyla direkt saw’dan çalıntı bile diyebiliriz bazı açılardan:D oluyo mangalarda öyle şeyler.
saw izlememiş olmana çok sevindim, yalnız değilim :D
manga çok iyiye benziyor, jüri dönemini atlatayım okuyacağım ben de.
Bu mangayı Donnie Darko’yu izlediğim için okudum diyebilirim. İzlememiş olabileceğin için söylüyorum, orada Frank adında, tavşan kostümü giymiş, bir karakter var. Hatta şöyle bir ünlü replikten alıntı yapasım geldi:
Donnie: Why do you wear that stupid bunny suit?
Frank: Why are you wearing that stupid man suit?
Tabi filmin hiç bir alakası yok Doubt ile ama ilk bölümü okurken tüm motivasyonumu bu noktadan aldım diyebilirim. Okuduğum ilk mangalardan biriydi, o yüzden ayrıca bir severim. Doubtın müthiş roleplaying siteleri vardır bu arada. Üyeleri rastgele tavşan ve kurt olurlar her hafta ve millet kurdu bulmaya çalışır. Hatta öyle ki, siteleri mangadan önce vardılar, yani saw değil de bu sitelerden esinlenildiğini düşünmek daha isabetli olacaktır.
filmi izlemedim ama donnie darko’daki tavşan kıyafeti olayını biliyorum. okurken o da aklıma gelmişti, benziyor aslında diye. site olayı güzelmiş ya, ben de bir ara girip oynamayı deneyebilirim :)
Serinin mangakası hayvan maskelerine takmış bu arada bkz. “Judge”
ama işte ben buna kendini tekrarlamak derim :D
ben çok begendim ama rabbit doubt’ı tam bana göre bi mangaymış :P biliyosun testereyi de severim
bence sana hafif gelir bu, yeterince vahşet içermiyor :D
o kadar da cani bi insan değilim :D gayet shoujo okuyan ergen kızım :P
Bence süper bir seriydi.Veya okuduğum ilk korku , gizem türünde manga olduğundan öyle düşünüyordur.Gerçekten hoş bir çizim tarzı ve güzel bir kurgusu vardı.Saw izlemedim ama bende konu olarak benzettim biraz.
Bütün günümü yiyebilen nadir mangalardan.
böyle çok uzun olmayan mangaların en büyük tehlikesi bu: insan bi günde bitirebileceğini anladığında gerçekten bir günde bitirmeden edemiyor.