Posts Tagged ‘kon satoshi

08
Apr
10

Satoshi Kon filmleri

Herkes yalnızca Miyazaki’den söz ediyor. Miyazaki şöyle şahane, Miyazaki böyle mükemmel… Tamam Hayao amca bi tanedir ona lafım yok da, herkes ona bu adar tapınırken Satoshi Kon neden gözmezden geliniyor? Bence o da takdir ve tapınmayı fazlasıyla hakeden bir anime yönetmeni. Pek çok anime sever en azından bir filmini izlemiştir fakat yönetmene dikkat etmemiştir. Ben bir Satoshi Kon hayranı olarak bu müthiş yeteneği gözünüze sokmaya karar verdim, bence muhteşem bir tarzı var. Kon 63 doğumlu, resim bölümü mezunu. Ressam olmayı planlarken manga-ka olmuş. İlk yönetmenlik deneyimini 97 yılında Perfect Blue ile gerçekleştirmiş.

Perfect Blue: Bu film hakkında daha önceden bir yazı yazmıştım. Daha ayrıntılı bir tanıtım için oraya bakabilirsiniz. Perfect Blue mükemmel bir psikolojik gerilim, hatta insanı bu kadar gerebilen sayılı animelerden biri. Pop şarkıcısı bir kızın kariyerini oyunculuk yönünde değiştirmesi, açık saçık sahnelerde oynadıktan sonra hayranlarından tehditler alması ve çevresinde dönen cinayetleri konu alıyor. Kızın akıl sağlığının bozulmasıyla Satoshi Kon’un diğer filmlerinde bol bol bulunan hayalle gerçeğin birbirine girmesinin ilk örneğini görmüş oluyoruz.

Millennium Actress: İkinci filmi olan 2001 tarihli Millenium Actress en sevdiğim filmidir. Yaşlı bir film yıldızının hayatına dair çekilen bir belgeseli konu alır. Çok karmaşık bir yapısı olan bu filmde de yaşlı kadının filmleri, anıları, ve şimdiki zaman birbirine karışır. Kadın kendisiyle birlikte belgeselcileri de geçmişe götürür. Aslında kadının bütün hayat hikayesi aşkın peşinde bir yolculuktur. Genç bir kızken, 1930’larda yani Japonya’da faşizmin hüküm sürdüğü yıllarda solcu bir ressamın polisten saklanmasına yardım etmiş ve ona aşık olmuştur. Daha sonra tüm hayatı hakkında hiçbir şey bilmediği bu adamı aramakla geçmiştir. Bu yüzden oyunculuğa başlamış, Mançurya’ya kadar film çekmeye bir yandan da o adamı aramaya gitmiştir. Bu sırada oynadığı roller acayip bir şekilde kadının hayatını anlatmaktadır. En sonunda “ne yani her şey boşuna mıydı?” dediğim anda “zaten benim asıl sevdiğim onun peşinden koşmaktı.” sözüyle beni kalbimden vurmuş, ağlayacak noktaya getirmiştir.

Tokyo Godfathers: Yönetmenin diğer işlerinin yanında daha farklı duran bir film bu çünkü burda pek de farklı gerçekliklerin birbirine karışmasını görmüyoruz. Biri evden kaçmış bir genç kız, biri alkolik bir adam, biri de nakama olmak üzere 3 evsiz Noel arifesinde terkedilmiş bir bebek bulurlar ve ailesini aramaya başlarlar. İsa doğduğunda onu ziyarete gelen 3 doğulu krala gönderme var sanırsam. Bu oldukça hareketli ve eğlenceli bir film. Bebeğin ailesi aranırken bir yandan da bu evsizlerin geçmişleri ve bu noktaya nasıl geldiklerini öğreniyoruz.

Paprika: Bol ödül ve övgü almış bu film acayip bir bilim-kurgu. Yasutaka Tsutsui’nin romanında uyarlanmış olan bu filmde hastalarını rüyalarına girerek tedavi eden bir psikolog ve bu yeni teknolojide çıkan sorunlar nedeniyle insanların rüyalarında tutsak kalması anlatılıyor. 3D ve 2D’nin harmanlandığı mükemmel bir görselliğe sahip. Film ilerledikçe rüya ve gerçek daha çok birbirine karışıyor ve sahneler daha da renkli ve karmaşık bir hal alıyor.

Paranoia Agent: Bu Satoshi Kon’un daha önceki filmleri sırasında aklına gelen ama bir türlü kullanma fırsatı bulamadığı fikir ve hikayelerinin sentezlenmesiyle oluşan bir TV serisi. Elinde demir bir sopayla insanlara saldıran patenli bir çocuk (shounen bat) hakkındaki şehir efsanesini konu alıyor. İlk olarak işi nedeniyle yoğun stres yaşayan bir karakter tasarımcısı shounen bat’ın saldırısına uğruyor. Haberin duyulmasından kısa süre sonra yeni kurbanlar ortaya çıkıyor. Saldırıya uğrayan kimse shounen bat hakkında beyzbol şapkalı, patenli ve sopalı olması dışında bir şey hatırlamıyor ve ilginçtir ki herkes hayatından en bıktığı noktada saldırıya uğruyor. Yine fantaziyle gerçeğin birbirine girdiği bu seride bir şehir efsanesinin insanlar tarafından nasıl da gerçeğe dönüştürüldüğünü görüyoruz.

Son olarak yönetmenin 5. filmi olacak olan The Dream Machine de yolda. Satoshi Kon’un bir röportajında dediğine göre daha genç bir kitleye hitap edecek olan bu filmde hiçbir insan karakter yer almayacak, yalnızca robotlar olacakmış. Heyecanla bekliyoruz bakalım.




Arşiv (adeta bir zaman tüneli)

yazı kategorileri

Yeni yazılardan haberdar olmak için mail adresini gir.

Join 284 other subscribers

blog istatistikleri

  • 665,937 tıklama
Personal Blogs - BlogCatalog Blog Directory

şu sıralar okuduğum