Archive for the 'doubt' Category

04
Apr
11

Tavşan Fobisi

Zor da olsa vize dönemini atlattığıma göre yazmaya devam edebilirim. En son çok hoş bir korku mangası okumuştum Doubt ya da Rabbit Doubt adıyla biliniyor. İtiraf ediyorum öncelikle ismine tav olup da mangayla ilgilenmeye başladım. Bir de kapak resimlerinde kullanılan kırmızı gözlü, yamalı, korkunç tavşan kafaları beynime “beni oku! beni oku!” sinyalleri gönderiyordu. İyi ki de okumuşum.

Manga Rabbit Doubt denilen bir cep telefonu oyununun gerçeğe dönmesini konu alıyor. Oyuna internet üzerinden katılan oyunculardan birisi oyun tarafından rastgele kurt olarak seçiliyor. Amaç tavşan sürüsünün içlerindeki kurdu tesbit etmesi, her yanlış tesbitlerinde kurt onları teker teker avlıyor. Manganın ana karakterlerini oluşturan 5 oyuncu ve bir de oyunculardan birinin yakın arkadaşı birlikte kareokeye gider ve kimliği belirsiz kişilerce saldırıya uğrarlar. Kendilerine geldiklerinde terkedilmiş bir hastahaneye kapatılmış olduklarını görürler. İçlerinden biri çoktan öldürülmüştür ve kurdu zaman zaman dışarıda zaman zaman kendi içlerinde arayacakları gerçek Rabbit Doubt oyunu başlamıştır.

Mangada en sevdiğim şeylerden biri uyandıklarında her birinin vücudunun farklı yerlerine birer barkod basılmış olduğunu görmeleri. Ben siz baygınken bazı insanların vücudunuzda bir takım değişiklikler yapması fikrini korkunç buldum ama onlar tabii bu ayrıntıları düşünemeyecek kadar büyük bir dehşet içindeler. Çok geçmeden bu barkodların kapalı kapıları açmaya yaradığını anlıyorlar. Fakat şöyle ciddi bir sorunları var: her barkod sadece bir kere çalışıyor dolayısıyla ellerinde az sayıda tek kullanımlık anahtar ve ardında ne olduğunu bilmedikleri bir sürü kapı var. Ben ilk başta ölen elemanın bacağını koparıp barkodunu kullanacaklarına inanmıştım ama sanırım korku türünde de olsa bir shounen mangasından bu kadarını beklemem biraz fazlaydı. Yani öyle çok fazla kan, vahşet filan beklemeyin bu mangadan.

Bu mangadan beklenmemesi gereken ikinci şey de aşırı mükemmel bir kurgu. Her şey açıklandığında size “vay canına nasıl düşünmüşler bunu!?” dedirtmeyecek. Bu bir ‘Urasawa Naoki gizem’i değil. (Bak yine Urasawa Naoki dedim, bu adam her yazıma bir şekilde girmezse olmaz:P) Yine de okuması zevkli bir manga. Çizimleri çok güzel, terkedilmiş hastahanenin yarattığı atmosfer (hastahane dediğim de psikiyatri kliniği), tavşan kafaları ve güvenlik kameralarından ekrana yansıyan görüntüler manganın sevdiğim ayrıntılarıydı. Bu manganın herhalde en önemli zayıflığı hiçbir karakteri için okura “ben bunu çok sevdim” dedirtememesi. Bu bir shounen mangası için daha da önemli bir sorun, Bakuman’ın son bölümlerinden öğrendiğimiz kadarıyla bir shounen mangasında karakterlerin önplana çıkması şart.




Arşiv (adeta bir zaman tüneli)

yazı kategorileri

Yeni yazılardan haberdar olmak için mail adresini gir.

Join 284 other subscribers

blog istatistikleri

  • 665,654 tıklama
Personal Blogs - BlogCatalog Blog Directory

şu sıralar okuduğum